SİGORTACILARIN BİTMEYEN KABUSU; LİMON PİYASASI



      Limon piyasası, herhangi bir pazarda alıcı ve satıcıların bilgi düzeylerinin eşit olmaması durumunda ortaya çıkabilecek sorunları ifade etmek için kullanılmaktadır. Bir çok piyasa için geçerli olan bu durum sigortacılık için de geçerlidir. Bu problem ilk olarak George Akerlof  tarafından yazılan ''Limon Piyasası'' adlı makalede dile getirilmiştir. George Akerlof ortaya attığı teoriyi şu şekilde açıklamaktadır;
       
      İkinci el piyasasında alıcılar otomobillerle ilgili fazla bilgiye sahip değillerdir. bu piyasada alıcılar satın almak istedikleri otomobiller için ortalama bir fiyat teklifinde bulunurlar. Araçlarına iyi bir şekilde bakmış, bakımlarını özenle ve düzenli bir şekilde yaptırmış olan araç sahipleri otomobillerini bu fiyattan satmaya razı olmamaktadırlar. Problemli ve bakımsız araçlara sahip olanlar ise bu fiyattan satış yapmaya isteklidirler. Bu durumda kaliteli otomobiller satılmazken kalitesiz otomobiller satılmaktadır. Burada bir nevi kötü mallar iyi malları piyasadan kovmaktatır. Akerlof, çalışmasında asimetrik bilgi problemine piyasanın nasıl yanıt verdiğini sistematik bir biçimde incelemiştir.




      Limon piyasası koşullarının geçerli olduğu pazarlarda, taraflar arasında bilgi düzeyi asimetriktir bundan dolayı ticari işlemler başarısız olmaktadır. Asimetrik bilgi ticari değere sahip olan işlemlerde, tarafların iktisadi işlemlere konu olan ürünlerin özellikleri hakkında sahip oldukları bilgi düzeylerinin farklı olması olarak tanımlanmaktadır. Bu bilgiye göre taraflar tam bilgi sahibi değillerdir. Bir piyasada alıcı ve satıcıların, piyasada satılan malların kaliteleri hakkında tam bilgiye sahip oldukları varsayılırsa piyasada herhangi bir problemle karşılaşılmayacaktır. Ancak tarafların tam bilgiye sahip olabilmeleri için piyasadaki mallar hakkındaki bilgilere kolaylıkla erişebilmeleri ve bu bilgileri doğrulayabilmeleri gerekmektedir. Tam bilgi söz konusu ise, malların kalite düzeylerini, malların fiyatlarının yansıttığı söylenebilmektedir. Ancak piyasadaki tüm malların kalite bilgilerine alıcı ve satıcıların aynı düzeyde sahip almaları mümkün olmamaktadır. Bu durumda fiyat-kalite arasında ilişki kurulamamaktadır. Bundan dolayı başta Akerlof'da olmak üzere asimetrik bilgi üzerine yapılmış olan çalışmaların hareket noktası kalite belirsizliğidir. Ürün kalite bilgisine erişimin maliyetli olması ve bütün bilgiye erişimin imkansız olması durumlarında ürün kalitesinde belirsizlikler söz konusudur.

    
       
       

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar